Show simple item record

dc.contributor.authorDeniz, Şadiye
dc.date.accessioned2020-07-10T15:51:35Z
dc.date.available2020-07-10T15:51:35Z
dc.date.issued2009
dc.identifier.citationDeniz, Ş. (2009). Türkiye’de Demokrasi ve Yurttaşlık Düşüncesi Perspektifinden Kadınların Siyasal Hayattaki Temsili: Kadın Politikacılar Üzerine Bir İnceleme. (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ege Üniversitesi/Sosyal Bilimler Üniversitesi, İzmir.en_US
dc.identifier.urihttp://localhost:6060/xmlui/handle/1/767
dc.description.abstractÇağımızın ideal yönetim biçimi olan demokrasinin, en elzem ilkesi yurttaşların siyasal kararlara ve süreçlere eşit katılımıdır. Tarihsel süreçte siyasal kuramcılar ve seçkinler, kadınları içermeyen eksik kamusal katılımı, eşit bir yurttaşlık anlayışı gibi sunmuşlardır. John Staurt Mill’e kadar kadınların yurttaşlığı demokrasi kuramcıları tarafından görmezden gelinmiş ve bu görmezden gelmeyi destekleyecek meşru gerekçelere dayanarak yurttaşlığın ve demokrasinin ideal ilkeleri kadınlar olmadan biçimlendirilmiştir. Antik çağ düşüncesinde, kamusal işleri yapmaya ehil cins olarak erkekler görülmüş ve kadınlar duygusal ilişkilerin yer aldığı ancak çok fazla sıradan bir kurum olan hanenin öznesi olarak tanımlanmışlardır. Bu ayrım sözleşmeci düşünürlerin yaptıkları akıl metaforu üzerine kurulan kamusal alan / özel alan tanımlamasıyla daha da belirginleşmiştir. Kamusal alanın gerektirdiği akılcılık ve makul davranışlar erkeklerle, özel alanın duygusallığı ise kadınlarla özdeşleştirilmiştir. Kadınları dışlayarak düşünülen demokrasi ondokuzuncu yüzyıla kadar kadınların kendileri için taleplerde bulunmamalarına, politik düşünürlerin ise tartışmalarını sanki kadınlar yokmuş gibi devam ettirmelerine neden olmuştur. Kadınların sessizlikleri ondokuzuncu yüzyılda başlayan hak talep etme mücadelelerine kadar sürmüştür. Bu mücadeleler, pek çok dünya ülkesinde kadınların seçme/seçilme hakkını elde etmesiyle sonuçlanmıştır. Birinci dalga feminist hareket olarak nitelenen bu dönem, kadınlara yasalarla güvenceye alınmış genel ve soyut bir yurttaşlık hakkı kazandırmıştır. Yasa önünde tüm alanlar bakımından herkesin eşitliği ilkesi anayasalara girmiş, bu durum kadınlar arasında büyük sevinç yaratmıştır. Bütün sorunlarının çözümlendiğini düşünen kadınlar, 1960’lara kadar sessizliklerini korumuşlardır. Yasa önünde eşitliğin, toplumda geri kalmış grupların dezavantajına olacak bir şekilde hiyerarşik yapının sürdürülmesine neden olması, 1960’larda başlayan ikinci dalga feminist hareketi doğurmuştur. Bu hareket, kadının erkekten farklılığı ve farklı düzenlemeler gerektirdiği yaklaşımını ön plana çıkarmakta ve geri kalmışlığı doğuran kültürel nedenleri tartışmaktadır.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherEGE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Genel Gazetecilik Anabilim Dalıen_US
dc.subjectSiyasete ve karar alma süreçlerine katılım, Kadınlar, Türkiyeen_US
dc.subjectPolitical participation and decision-making processes, Women, Turkeyen_US
dc.subjectYerel yönetimler, Türkiyeen_US
dc.subjectLocal goverment, Turkeyen_US
dc.titleTÜRKİYE’DE DEMOKRASİ VE YURTTAŞLIK DÜŞÜNCESİ PERSPEKTİFİNDEN KADINLARIN SİYASAL HAYATTAKİ TEMSİLİ: KADIN POLİTİKACILAR ÜZERİNE BİR İNCELEMEen_US
dc.typeThesisen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record