CeidCeid
  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • YouTube
  • Linkedin
  • TR
  • EN
  • Anasayfa
  • E-Kütüphane
  • Veri Portalı
  • Eğitim Portalı
  • Uzman Havuzu
    • Login
JavaScript is disabled for your browser. Some features of this site may not work without it.

Item Usage Stats
İstatistikler
-
viewsgörüntüleme
-
downloadsindirme
Paylaş
Share
Alıntıla
Citation

TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ VE YURTTAŞLIK DÜŞÜNCESİ PERSPEKTİFİNDEN KADINLARIN SİYASAL HAYATTAKİ TEMSİLİ: KADIN POLİTİKACILAR ÜZERİNE BİR İNCELEME

Thumbnail
View/Open
1.873Mb
Subject
Siyasete ve karar alma süreçlerine katılım, Kadınlar, Türkiye
Political participation and decision-making processes, Women, Turkey
Yerel yönetimler, Türkiye
Local goverment, Turkey
Author
Deniz, Şadiye
Date
2009
Metadata
Show full item record
Abstract
Çağımızın ideal yönetim biçimi olan demokrasinin, en elzem ilkesi yurttaşların siyasal kararlara ve süreçlere eşit katılımıdır. Tarihsel süreçte siyasal kuramcılar ve seçkinler, kadınları içermeyen eksik kamusal katılımı, eşit bir yurttaşlık anlayışı gibi sunmuşlardır. John Staurt Mill’e kadar kadınların yurttaşlığı demokrasi kuramcıları tarafından görmezden gelinmiş ve bu görmezden gelmeyi destekleyecek meşru gerekçelere dayanarak yurttaşlığın ve demokrasinin ideal ilkeleri kadınlar olmadan biçimlendirilmiştir. Antik çağ düşüncesinde, kamusal işleri yapmaya ehil cins olarak erkekler görülmüş ve kadınlar duygusal ilişkilerin yer aldığı ancak çok fazla sıradan bir kurum olan hanenin öznesi olarak tanımlanmışlardır. Bu ayrım sözleşmeci düşünürlerin yaptıkları akıl metaforu üzerine kurulan kamusal alan / özel alan tanımlamasıyla daha da belirginleşmiştir. Kamusal alanın gerektirdiği akılcılık ve makul davranışlar erkeklerle, özel alanın duygusallığı ise kadınlarla özdeşleştirilmiştir. Kadınları dışlayarak düşünülen demokrasi ondokuzuncu yüzyıla kadar kadınların kendileri için taleplerde bulunmamalarına, politik düşünürlerin ise tartışmalarını sanki kadınlar yokmuş gibi devam ettirmelerine neden olmuştur. Kadınların sessizlikleri ondokuzuncu yüzyılda başlayan hak talep etme mücadelelerine kadar sürmüştür. Bu mücadeleler, pek çok dünya ülkesinde kadınların seçme/seçilme hakkını elde etmesiyle sonuçlanmıştır. Birinci dalga feminist hareket olarak nitelenen bu dönem, kadınlara yasalarla güvenceye alınmış genel ve soyut bir yurttaşlık hakkı kazandırmıştır. Yasa önünde tüm alanlar bakımından herkesin eşitliği ilkesi anayasalara girmiş, bu durum kadınlar arasında büyük sevinç yaratmıştır. Bütün sorunlarının çözümlendiğini düşünen kadınlar, 1960’lara kadar sessizliklerini korumuşlardır. Yasa önünde eşitliğin, toplumda geri kalmış grupların dezavantajına olacak bir şekilde hiyerarşik yapının sürdürülmesine neden olması, 1960’larda başlayan ikinci dalga feminist hareketi doğurmuştur. Bu hareket, kadının erkekten farklılığı ve farklı düzenlemeler gerektirdiği yaklaşımını ön plana çıkarmakta ve geri kalmışlığı doğuran kültürel nedenleri tartışmaktadır.
Bağlantı Adresi
URI
http://localhost:6060/xmlui/handle/1/767
Alıntıla (Citation)
Deniz, Ş. (2009). Türkiye’de Demokrasi ve Yurttaşlık Düşüncesi Perspektifinden Kadınların Siyasal Hayattaki Temsili: Kadın Politikacılar Üzerine Bir İnceleme. (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ege Üniversitesi/Sosyal Bilimler Üniversitesi, İzmir.
Collections
  • Tezler / Dissertations [33]

Browse

All of DSpaceCommunities & CollectionsBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsBy TypeBy DepartmentBy PublisherThis CollectionBy Issue DateAuthorsTitlesSubjectsBy TypeBy DepartmentBy Publisher

My Account

LoginRegister


Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.

Gazete CEID

Sayfaya Git
Sosyal Medya
Tweets by ceid_dernek
Logo
Tel: +90 312 440 04 84
Faks: +90 312 440 04 85
bilgi@ceid.org.tr - cinsiyetesitligiizlemedernegi@gmail.com
www.ceid.org.tr

© Copyright Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği Tüm Hakkı Saklıdır.


Bu sitenin içeriğinden yalnızca Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği sorumlu olup, hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıttığı şekilde yorumlanamaz.
The content of this website is the sole responsibility of the Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği and in no way be interpreted as the opinion of the European Union.