Türkiye’de “Adalete Erişim” Göstergeler ve Öneriler
Abstract
İnsan hakları hukuku bağlamında, bir hakkın tanınması, korunması, yerine getirilmesi ve gelişiminin
gözetilmesi asıldır. Farklı işlevsel evreleri ifade eden
bu ekseni, aslında bir kavramla açıklamak mümkündür: güçlendirme (empowerment). Bu, elbette hak
öznesinin güçlendirilmesini ifade eden bir kavramdır.
Diğer bir deyişle, bu durum, (gerçek ya da tüzel) bir
hukuk kişisinin haklarının hukuk sayesinde korunmasındaki mantığın ifadesidir. “Adalete erişim” kavramının böyle bir “güçlendirme” anlayışı içinde temellendirilmesi, aynı zamanda, geleneksel usul hukukundan
insan hakları hukukunun etkisi altındaki, yeniden
tanımlanmış bir yargılama hukukuna geçişin de önemli
hukuki, siyasi ve sosyal araçlarından birini oluşturacaktır.
Seda Kalem Berk’in, Türkiye’de “Adalete Erişim”:
Göstergeler ve Öneriler başlıklı bu çalışması, yukarda
temas ettiğim o gelişim ve yeniden tanımlanma
ekseninin tüm aşamalarını kapsayabilecek bir etki
değerlendirmesinin analizi olarak da görülebilir. Bu
karakteriyle, Türkiye’deki “hak arama hürriyeti”nin
kullanılma çevresi ve buna etki eden diğer faktörler
ışığında, sosyal bilimler merceğinden bir analiz
olduğunu da söyleyebilirim. Öte yandan bu çalışma,
Türkiye’de dünyaya göre daha geç başlayan ve sadece
hukukçuların değil sosyal bilimcilerin de hukuku
ilgilendiren alanlarda çalışmaya başlamasıyla kendini
gösteren bir değişim açısından da örnek bir katkıdır.