Ev İşçiliğinin Türkiye’deki Görünümü: Kapsam, Boyut ve Sorunları Araştırma Raporu
Göster/ Aç
Ev İşçiliğinin Türkiye’deki Görünümü: Kapsam, Boyut ve Sorunları Araştırma Raporu
Yazar
Güler, Ceyhun
Tarih
2021Üst Veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Geçtiğimiz bir buçuk yıl içerisinde bir sağlık krizi olarak başlayan küresel salgın, sosyal ve ekonomik yaşamın her alanını derinden etkiledi. Salgının bir neticesi olarak evde çalışma, bazı sektörlerde çalışanlar
için çalışma yaşamına katılmanın veya çalışma yaşamını sürdürebilmenin alternatif bir çözüm yolu olurken
maalesef özellikle de yaptıkları işlerin kendi evlerinden yapılabilmesi mümkün olmayan ve daha güvencesiz
koşullarda çalışan, kayıtlı istihdama daha düşük oranlarda dâhil olabilen çalışan grupları, salgının yarattığı
olumsuz koşullardan daha fazla etkilendi. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu ve büyük oranda kayıt dışı
çalışan ev işçileri de bu grupların başında yer alıyor.
Gerek işlerinin doğası gereği çoğunlukla işverenleri ile yakın temas içinde çalışıyor olmaları ve hastalık
riski yaratma potansiyeli olan gruplar olarak algılanmaları, gerekse işverenleri için pandeminin getirdiği
dar boğazlar sebebiyle ev işçileri ilk önce işlerini kaybeden gruplardan birisi oldu ne yazık ki. Ev işçilerinin
çoğunlukla kayıt dışı çalışmaları ve işverenlerinin yani çalışılan yerlerin de genellikle özel haneler olması
diğer bir deyişle kayıt altında kurumsal yapılar değil münferit bireyler olması sebebiyle devletlerce sunulan
ekonomik destek paketlerinden de yaygın bir biçimde faydalanamadılar. Bu durum onların ve bakmakla
yükümlü oldukları ailelerinin, barınma sağlık gıda gibi temel haklara erişimlerinde de problemler yarattı.
Bir yandan da salgın ile birlikte bakım ekonomisinin her kolunda ücretli çalışanların emeklerinin diğer
sektörlerde çalışan kadın ve erkeklerin iş yaşam dengelerinin sağlanabilmesi için olmazsa olmaz olduğu
bir kez daha meydana çıktı. Özellikle iş yerlerinin evlere taşındığı, okulların kapandığı ve de kısıtlamalar
nedeniyle ev işçilerinden destek alınamayan günlerde ev işçilerinin, yaşamın her alanının sürdürülebilmesi
için büyük kahramanlar olarak ne denli vazgeçilmez olduklarının daha fazla farkına varıldı.
Ayrıca, demografik değişimlerle de paralel olarak, uzun süreli bakım gereksinimi artan yaşlanan nüfusun
varlığı ev işçiliğinin geleceğin mesleklerinden birisi olarak varlığını koruyacağını gösteriyor. Bu anlamda
çoğunlukla kayıt dışı iş gücünün kadın kahramanları olan ev işçilerinin birer çalışan olarak tanınması ve
insana yakışır çalışma koşullarına erişimlerinin sağlanmasına yönelik gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi
çok önemlidir. Son on yıldır bu düzenlemelerin yapılabilmesi için kapsamlı bir kılavuza sahibiz; Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün (ILO) 189 Sayılı Ev İşçileri için İnsana Yakışır İş Sözleşmesi ve sözleşmenin tamamlayıcısı olan 201 Sayılı Tavsiye Kararı.
Sözleşmenin kabulünden bu yana ev işçilerinin daha iyi koşullarda çalışabilmeleri için önemli adımlar atılmıştır. Fakat ev işçilerinin güvenli ve güvenceli işlerde çalışması, sosyal koruma mekanizmalarına tam anlamıyla erişebilmesi ve sosyal diyalog süreçlerinde haklarını savunabilmek için yeterli temsil ve örgütlenme
düzeylerine ulaşmaları anlamında daha uzun bir yol var gibi gözükmektedir.
ILO Türkiye Ofisi olarak bizler de sözleşmenin gündeme geldiği günden beri ev işçiliği alanında uluslararası
çalışma standartlarının uygulanması amacıyla çalışmalar yürütüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda da bu alanda
uluslararası toplantılar düzenlendi ve 2013 yılında bugünkü çalışmalar için bir temel hazırlayan “Türkiye’de
Ev İşçileri” raporu yayınlandı.
İsveç finansmanıyla yürütülen Kadınlar için Daha Çok ve Daha İyi İşler Programı kapsamında da 2019 yılından bu yana, Türkiye’deki ev işçilerinin daha iyi koşullarda çalışabilmeleri için faaliyetler yürütüyoruz. Bu
bağlamda Dr. Ceyhun Güler tarafından, konu ile ilişkili detaylı literatür taramasına ek olarak ev işçileriyle,
kamu kurumlarının, işçi ve işveren örgütlerinin temsilcileriyle derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilerek
hazırlanan bu araştırma raporunun, Türkiye’de ev işçilerinin sosyo-ekonomik koşullarına ilişkin durumun
tespit edilmesi ve mevcut sorunların çözümüne ilişkin yöntemler geliştirilebilmesi anlamında çalışma yaşamının tüm aktörleri için yol gösterici nitelikte olmasını umut ediyoruz.