Show simple item record

dc.contributor.authorŞener, Gül
dc.contributor.authorÖztürk, Eda
dc.date.accessioned2022-12-14T12:23:01Z
dc.date.available2022-12-14T12:23:01Z
dc.date.issued2022
dc.identifier.urihttp://localhost:6060/xmlui/handle/1/2126
dc.description.abstractDünya giderek kırılganlaşıyor. Küresel ısınmadan mülteci sorununa, salgınlardan ekonomik eşitsizliklere, gıda kıtlığından dijital uçurumlara, savaşlardan siber saldırılara... Toplumlar, çözüm bekleyen makro problemlerle karşı karşıyalar. "Edelman Güven Barometresi 2022 Raporu"nun sonuçları, toplumsal korkuların (örn. işini kaybetmek, iklim değişikliği, ayrımcılığa ya da ırkçılığa maruz kalmak) yükselişte olduğunu ve şirketlerin toplumsal sorunlara dair daha fazla sorumluluk almasına dair beklentilerin artarak devam ettiğini ortaya koyuyor. Kısacası, toplumsal liderlik artık temel iş yapma biçimlerinden birine dönüştü. Bu durumun altında yatan sebeplerin başında, insanların tüketici kimlikleriyle vatandaş kimliklerinin giderek daha fazla konuşur hale gelmesi yatıyor. Sosyolog Dr. Ryan Hagen'ın dikkat çektiği üzere "Belirsizlik zamanlarını aşabilmek amacıyla, insanlar içinde yaşadıkları kültürel bağlamı yeniden yorumlamaya çalışır. İnovasyonlar ortaya çıkar ve uzun süredir yürürlükte olan düşünceler ve normlar dönüşmeye başlar." Genel anlamda medyadaki, özelde ise reklamlardaki kalıp yargılar içeren toplumsal cinsiyet temsillerine, farklılıkları dikkate almayan ve kapsayıcı olmayan kadınlık ve erkeklik tasvirlerine, tektipleşirici ve sınırlayıcı toplumsal cinsiyet rollerine, cinsiyetçi içeriklere karşı çıkmak ve değişim talep etmek bugünün tüketici kültürünün temel dinamiklerinden biri olarak kabul ediliyor. Future Bright ve Harvard Business Review Türkiye işbirliğiyle 2021 yılında gerçekleştirilen "Türkiye'de Sürdürülebilirlik Araştırma Raporu"*; insanların %68'si için ayrımcılık ve eşitsizliğin, %54'ü için toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çok önemli gündem maddeleri olarak kabul edildiğini gösteriyor. Buna paralel olarak, Türkiye'deki toplumsal cinsiyet algılarının daha eşitlikçi yönde değiştiği gözlemleniyor. Ancak; tüketicilerin gözünde, reklamlar Türkiye'deki toplumsal değişimlere hala yeterli ölçüde cevap vermiyor. Ipsos tarafından Unstereotype Alliance için gerçekleştirilen "Toplumsal Cinsiyetin Ötesinde 2: Reklamcılıkta Kesişimselliğin Etkisi Araştırması"na göre, Türkiye'deki katılımcıların %66'sı reklamlarda nadiren temsil edildiğini düşünüyor. Bu oran kendini azınlık veya LGBTQIA+ olarak tanımlayan kadın ve erkeklerde daha da artıyor. Bu bağlamda, Effie Awards Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması 2018'den beri Türkiye'deki reklam endüstrisi için yol gösterici bir rol üstleniyor. Araştırma sonuçları, daha ilerici ve kapsayıcı reklamlar için rehber olarak kabul edilen Unstereotype Alliance 3P (Görünürlük, Bakış Açısı, Kişilik) çerçevesine uyumlu olarak raporlanıyor. Effie Awards Türkiye Yarışması'nda ödül kazanan ve finale kalan televizyon reklamlarının farklı toplumsal cinsiyet eşitliği parametreleri çerçevesinde incelendiği araştırma yıllık olarak sektörle paylaşılıyor. Böylece, reklamlarda yansıtılan toplumsal cinsiyet rollerindeki ve temsiliyet dağılımlarındaki trendleri gözlemlemeyi mümkün kılıyor. Araştırma kapsamında bugüne kadar, 22 ürün kategorisinde toplamda 1320 televizyon reklamı analiz edildi. Effie Awards Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması 2021 sonuçları, çalışmanın 4. faz bulgularını ortaya koyuyor. Türkiye'de daha eşitlikçi, çoğulcu ve kapsayıcı bir reklam endüstrisi yaratmak için veriye dayalı ve sürdürülebilir çözümlere kaynaklık etmeye devam ediyor.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherReklamverenler Derneğien_US
dc.titleEffie Awards Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması 2021en_US
dc.typeSivil Kuruluş Raporuen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record