dc.description.abstract | Dünya giderek kırılganlaşıyor. Küresel ısınmadan mülteci sorununa, salgınlardan
ekonomik eşitsizliklere, gıda kıtlığından dijital uçurumlara, savaşlardan siber saldırılara...
Toplumlar, çözüm bekleyen makro problemlerle karşı karşıyalar. "Edelman Güven
Barometresi 2022 Raporu"nun sonuçları, toplumsal korkuların (örn. işini kaybetmek,
iklim değişikliği, ayrımcılığa ya da ırkçılığa maruz kalmak) yükselişte olduğunu ve
şirketlerin toplumsal sorunlara dair daha fazla sorumluluk almasına dair beklentilerin
artarak devam ettiğini ortaya koyuyor. Kısacası, toplumsal liderlik artık temel iş yapma
biçimlerinden birine dönüştü. Bu durumun altında yatan sebeplerin başında, insanların
tüketici kimlikleriyle vatandaş kimliklerinin giderek daha fazla konuşur hale gelmesi
yatıyor.
Sosyolog Dr. Ryan Hagen'ın dikkat çektiği üzere "Belirsizlik zamanlarını aşabilmek
amacıyla, insanlar içinde yaşadıkları kültürel bağlamı yeniden yorumlamaya çalışır.
İnovasyonlar ortaya çıkar ve uzun süredir yürürlükte olan düşünceler ve normlar
dönüşmeye başlar." Genel anlamda medyadaki, özelde ise reklamlardaki kalıp yargılar
içeren toplumsal cinsiyet temsillerine, farklılıkları dikkate almayan ve kapsayıcı olmayan
kadınlık ve erkeklik tasvirlerine, tektipleşirici ve sınırlayıcı toplumsal cinsiyet rollerine,
cinsiyetçi içeriklere karşı çıkmak ve değişim talep etmek bugünün tüketici kültürünün
temel dinamiklerinden biri olarak kabul ediliyor.
Future Bright ve Harvard Business Review Türkiye işbirliğiyle 2021 yılında
gerçekleştirilen "Türkiye'de Sürdürülebilirlik Araştırma Raporu"*; insanların %68'si için
ayrımcılık ve eşitsizliğin, %54'ü için toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin çok önemli gündem
maddeleri olarak kabul edildiğini gösteriyor. Buna paralel olarak, Türkiye'deki toplumsal
cinsiyet algılarının daha eşitlikçi yönde değiştiği gözlemleniyor. Ancak; tüketicilerin
gözünde, reklamlar Türkiye'deki toplumsal değişimlere hala yeterli ölçüde cevap
vermiyor. Ipsos tarafından Unstereotype Alliance için gerçekleştirilen "Toplumsal
Cinsiyetin Ötesinde 2: Reklamcılıkta Kesişimselliğin Etkisi Araştırması"na göre,
Türkiye'deki katılımcıların %66'sı reklamlarda nadiren temsil edildiğini düşünüyor. Bu
oran kendini azınlık veya LGBTQIA+ olarak tanımlayan kadın ve erkeklerde daha da
artıyor.
Bu bağlamda, Effie Awards Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması
2018'den beri Türkiye'deki reklam endüstrisi için yol gösterici bir rol üstleniyor.
Araştırma sonuçları, daha ilerici ve kapsayıcı reklamlar için rehber olarak kabul edilen
Unstereotype Alliance 3P (Görünürlük, Bakış Açısı, Kişilik) çerçevesine uyumlu olarak
raporlanıyor. Effie Awards Türkiye Yarışması'nda ödül kazanan ve finale kalan televizyon
reklamlarının farklı toplumsal cinsiyet eşitliği parametreleri çerçevesinde incelendiği
araştırma yıllık olarak sektörle paylaşılıyor. Böylece, reklamlarda yansıtılan toplumsal
cinsiyet rollerindeki ve temsiliyet dağılımlarındaki trendleri gözlemlemeyi mümkün
kılıyor. Araştırma kapsamında bugüne kadar, 22 ürün kategorisinde toplamda 1320
televizyon reklamı analiz edildi.
Effie Awards Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi Araştırması 2021 sonuçları,
çalışmanın 4. faz bulgularını ortaya koyuyor. Türkiye'de daha eşitlikçi, çoğulcu ve
kapsayıcı bir reklam endüstrisi yaratmak için veriye dayalı ve sürdürülebilir çözümlere
kaynaklık etmeye devam ediyor. | en_US |