Show simple item record

dc.contributor.authorBiehl, Kristen
dc.contributor.authorAslan, Özlem
dc.date.accessioned2021-10-21T11:41:00Z
dc.date.available2021-10-21T11:41:00Z
dc.date.issued2021
dc.identifier.urihttp://localhost:6060/xmlui/handle/1/1849
dc.description.abstract21. yüzyılda dünya gündemini belirleyen en önemli konuların başında küresel göç ve iklim krizi gelmektedir. Nitekim bu raporun yazımını sonlandırılmakta olduğumuz 2021 yaz aylarında bir yandan Afganistan’dan gelen kitlesel göçler ve artan göçmen ve mülteci karşıtlığı, diğer yandan art arda gelen yangın ve sel felaketleri ile her iki konu da Türkiye gündeminin merkezine oturdu. Dünya geneline bakıldığında bu ortak sorunlarla mücadelede çoğu devletlerin sergiledikleri tutumlar çözüm odaklı olmaktan oldukça uzak. Artan göç hareketlerine karşı sınırları yükseltme ve ötekileştirici söylemleri destekleme taktiği giderek yaygınlaşırken, iklim krizine karşı ise ekonomik büyümeyi muhafaza etme kaygıları ön plana çekilerek daha derin ve hayati sorunlar geleceğe havale edilmektedir. Buna karşılık sivil toplum alanında hem göçmen ve mülteci hakları hem de çevre hakkı ve iklim adaletini savunmaya ve iyileştirmeye yönelik çok çeşitli örgütlenmeler mücadele etmeye, seslerini yükseltmeye ve çoğalmaya devam ediyor. Ayrıca son yıllarda tarihsel olarak birbirinden bağımsız görülen bu iki alanı, örneğin ‘iklim mültecileri’ kavramı üzerinden beraber düşünmeye yönelik bazı girişimler olmaya başladı. Bu araştırma da benzer bir amaç taşımakta, fakat bu iki alanı farklı bir açıdan, kesiştikleri ortak bir konu olarak toplumsal cinsiyet temelli olgular üzerinden birbirleriyle konuşturmayı hedeflemektedir. Çünkü göç ve çevre kadar, toplumsal cinsiyet alanı da özellikle Türkiye’nin artan muhafazakâr ve baskıcı yönetiminden dolayı sivil alanın gündeminden hiç düşmeyen önemli bir mücadele alanı olmaya devam ediyor, ki burada da 2021 Temmuz ayı Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden resmen çıkması ile zorlu bir sürecin başlangıcı olmuştur. Dolayısıyla bu çalışma esas olarak bu üç alanı buluşturma gayreti ile ortaya çıkmış ve bunun için de Türkiye’de göç ve çevre ile ilgili çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerinin toplumsal cinsiyet duyarlılıklarını ve yaklaşımlarını incelemeyi amaç edinmiştir. Akademik yazına bakıldığında gerek göç hareketlerinden gerek çevre felaketlerinden doğrudan etkilenen öznelerin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri çerçevesinde nasıl etkilendiklerine bakan sayısız uluslararası ve ulusal araştırma bulunmaktadır. Ancak, bu konularla ilgili yoğun çalışmalar yürüten ve çoğu toplumda hak savunuculuğu açısından itici güç olarak işlev gören sivil toplum örgütlenmelerinde toplumsal cinsiyet duyarlılığının yapılan çalışmalara hangi şekillerde yansıdığını inceleyen araştırmalar oldukça kısıtlıdır. Dahası hem araştırma konuları hem de sivil toplum örgütlenmeleri bakımından çoğunlukla birbirinden ayrı olarak ele alınan göç ve çevre konularını bir arada ele alan çalışma henüz pek mevcut gözükmemektedir. Bu bağlamdan hareketle bu araştırma iki temel soru etrafında şekillenmektedir: Türkiye’de göç ve çevre ile ilgili konularda çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlenmeleri toplumsal cinsiyeti çalışma konularıyla nasıl ilişkilendiriyor, toplumsal cinsiyet eşitliğini çalışma alanlarına ve kendi iç yapılanmalarına ne şekillerde yansıtıyorlar? Bu soru etrafında ve kesişimsel bir yaklaşımla yürütülen bir araştırma projesi göç, çevre ve toplumsal cinsiyet konularını hangi açılardan beraber düşünmeye katkı sağlar? Bu sorular ışığında raporun ilk bölümünde araştırma konusunun arka planını teşkil eden dört temel kavramın (sivil toplum, toplumsal cinsiyet, göç ve çevre) kesiştikleri noktalar etrafında Türkiye’yi merkeze alan akademik yayın ve raporların özeti sunulmaktadır. Bu araştırma için hem göç hem çevre alanından 15’er tane olmak üzere toplamda 30 sivil toplum örgütlenmesi 1. Giriş Göç ve çevre çalışmalarında toplumsal cinsiyet nerede? Türkiye’de sivil toplumdan örnekler | 2021 9 ile derinlemesine mülakatlar yapıldı. Raporun ikinci bölümünde bu kuruluşların seçim süreci ve görüşme yöntemlerine yer verilmektedir. Üçüncü bölümde ise araştırmanın bulguları önce göç sonra çevre başlığı altında incelenmektedir. Her iki başlık altında da ilk olarak kuruluşların çalıştıkları konu alanı ile toplumsal cinsiyet ilişkisini nasıl gördükleri sorusu bağlamında tespit edilen farklı kavramsal bakış açıları sunuluyor. İkinci olarak kuruluşların yürütmekte oldukları çalışmalarda toplumsal cinsiyet duyarlılığını ve/ya toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik adımları ne şekilde dahil ettikleri ele alınıyor. Son olarak da kuruluşların kendi iç yapılanmaları toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinden değerlendiriliyor. Bu bölümlerde hem raporun kolektif çalışma ruhunu yansıtmak, hem de farklı yorumlamalara imkân tanımak için yazarların özet analizleri dışında görüşmecilerin bizzat kendi sözlerine geniş yer verilmektedir. Bu alıntılar sunulan analizin içerik ve akışını yansıtacak şekilde sıralanmıştır. Ayrıca Ek 4 ve Ek 5 altında görüşme yapılan kuruluşların sağladığı bilgileri özet olarak sunan tablolar da mevcuttur. Raporun sonuç ve tartışma kısmında ise hem göç ve çevre bölümlerinin bulguları özet olarak aktarılmakta hem de bu iki alanı beraber düşünmenin ortaya çıkardığı bazı noktalar üzerine paylaşımda bulunulmaktadır.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherSabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) ve Raoul Wallenberg Enstitüsüen_US
dc.titleGöç ve çevre çalışmalarında toplumsal cinsiyet nerede? Türkiye’de sivil toplumdan örnekleren_US
dc.typeSivil Kuruluş Raporuen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record