dc.description.abstract | COVID-19 pandemisi var olan eşitsizlikleri daha da derinleştirmekte, bu
durum Türkiye dahil pek çok ülkede LGBTİ+’ları ciddi ölçüde etkilemektedir.
SPoD’un pandeminin ilk üç ayını incelediği Haziran 2020 tarihli raporu,
LGBTİ+’ların bu süreçte temel hizmetlere dahi erişimde yaşadığı zorlukları
ortaya koymaktadır.2
Bununla birlikte LGBTİ+’ların çeşitli devlet yetkilileri
tarafından sürekli olarak hedef alınması halihazırda son derece kırılgan
bir topluluğun gitgide düzeyi artan ayrımcılık ve şiddet ile karşı karşıya
kalmasına sebep olmaktadır. Nitekim Ali Erbaş’ın açıklamasını izleyen 45
günde (25 Nisan 2020–8 Haziran 2020) SPoD Danışma Hattı’na yapılan
cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılık ve şiddet konulu
başvurularda %100 artış görülmüştür.3
LGBTİ+ görünürlüğünün iktidar tarafından bu kadar açık şekilde
cezalandırılmadığı ve nefret ikliminin bu denli körüklenmediği zamanlarda
da var olan hak ihlalleri, bilhassa 2015 ve devamında sistematik hale
gelerek artış göstermiştir. Artan baskılar karşısında Türkiye LGBTİ+
hareketinin hukuk kanadı da tüm hareket gibi başta LGBTİ+ öznelerin acil
ihtiyaçlarına cevap vermeyi önceliklendirmektedir. Bununla birlikte geniş
etki yaratmaya elverişli, birden çok özneye fayda sağlayabilecek davalar
ayrı bir öneme sahiptir. Bu kapsamda hareketle yakından ilişkili avukatlar,
Türkiye’de LGBTİ+ hakları için stratejik davalamaya dair faaliyetlerini de
sürdürmektedirler.
Buna karşın stratejik davalamaya ilişkin çalışmaların ve bilgi paylaşımlarının
çoğu, uluslararası örgüt ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya getirdiği,
çoğunlukla İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) veya Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Mekanizmaları’na (BM mekanizmaları) başvuru
usullerinin konu alındığı ve yöntemlerin çoğunlukla eğitmenlerin veya
düzenleyen kurumun tecrübesinin bulunduğu ülkelere göre şekillendiği
eğitimlerle gerçekleşmektedir. Bu eğitimler katılımcıların teknik bilgi
birikimini artırmakta önemli rol oynamakla birlikte yerelden ve bilhassa
Türkiye LGBTİ+ hareketinin içinden deneyim paylaşımı artan baskılar
karşısında ihtiyaçların doğru tespiti, sağlıklı risk değerlendirmeleri ve özne
odaklı aktivizm için olmazsa olmaz niteliktedir.
Bu rapor, hem hareketin deneyimini “resmi tarihe çentik” atarak
belgelemek,4
hem bu deneyimden öğrenilenleri hareketle ilişkisi olan
ve olmayan, LGBTİ+ hakları alanında çalışan tüm avukatlarla paylaşmak,
hem de LGBTİ+ hakları için stratejik davalama konusundaki çalışmaları güçlendirmek için talepleri paydaşlara duyurmaya destek olmak
amacıyla hazırlanmıştır. Bu nedenle didaktik bir metinden ziyade pratiğe
yönelik, tabandan tecrübelerle zenginleştirilen bir rapor formatı tercih
edilmiştir. Hareketle ilişkili olan avukatlar kadar olmayan avukatların da
LGBTİ+ hakları için stratejik dava üstlenme konusunda bu rapordan az da
olsa güç alması temenni edilmektedir. | en_US |