Show simple item record

dc.contributor.authorUNICEF
dc.date.accessioned2021-05-27T10:07:20Z
dc.date.available2021-05-27T10:07:20Z
dc.date.issued2018
dc.identifier.urihttp://localhost:6060/xmlui/handle/1/1687
dc.description.abstractTürkiye, özellikle de sağlık ve eğitim alanlarında geniş kapsamlı kamu hizmetleri sunan, köklü kurumları bulunan ve üst-orta gelir grubunda yer alan bir ülkedir. Türkiye’nin çocuk haklarını savunma ve ulusal sınırların ötesinde de destekleme kapasitesi, kayda değer bir düzeydedir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasında mutlak yoksulluk neredeyse hiç bulunmamaktadır. Ülkede bebek ölüm hızı, bin canlı doğumda 9,2'ye düşmüştür (TÜİK, 2017). 6-13 yaşları arasındaki çocuklar arasında okullaşma oranı %98'in üzerindedir. Öte yandan, toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin yanı sıra bölgesel ve sosyoekonomik eşitsizlikler çocukların hem yaşam koşullarını hem de kaliteli ve kapsayıcı hizmetlere erişimini etkilemeye devam etmektedir. Engeli olan, ebeveyn bakımından yoksun, kanun ile ihtilafa düşmüş, çalışan ve mülteci olan çocuklar gibi dezavantajlı çocuk gruplarının haklarının korunması için özel çaba gösterilmesi gerekmektedir. Türkiye'de 3,6 milyonu aşkın Suriyeli mülteci, geçici koruma altında bulunmakta ve bu mültecilerin 1,6 milyondan fazlasını çocuklar oluşturmaktadır. Diğer ülkelerden gelen kayıtlı mülteci ve sığınmacı sayısı ise 400.000 civarındadır. Bu çocukların sosyal koruma ihtiyaçlarının karşılanması ve hizmetlere erişimlerinin sağlanmasında güçlükler devam etmektedir. Bunlara ek olarak çocuklar; yaşadıkları travmalar, dil sorunları ve ayrımcılık nedeniyle de çeşitli olumsuzluklarla karşılaşabilmektedir. Bunun yanı sıra, çocuklar da dâhil olmak üzere düzensiz göçmenlerin bazıları, Türkiye üzerinden Avrupa'ya ulaşmakta ya da ulaşma girişiminde bulunmakta ve birçoğu denizde ölüm riskini göze almaktadır. Türkiye; bu mültecilerin ihtiyaçlarına yanıt vermeye yönelik çabalarını kararlılıkla sürdürmektedir ve mültecilerin geniş kapsamlı hizmetlere erişimini sağlamak amacıyla ulusal kaynaklarının önemli bir kısmını ayırmıştır. Bununla birlikte, mülteci sayısının daha önce görülmemiş bir düzeye ulaşması ve zorlayıcı koşulların devam etmesi nedeniyle, uluslararası dayanışmanın sürdürülmesi gerekmektedir.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherUNICEFen_US
dc.subjectÇocuk haklarıen_US
dc.subjectChildren's rightsen_US
dc.subjectMülteci çocuklaren_US
dc.subjectRefugee childrenen_US
dc.titleUNICEF Türkiye Yıllık Rapor 2018- TÜRKİYE – UNICEF ÜLKE İŞBİRLİĞİ PROGRAMI 2016-2020en_US
dc.typeBirleşmiş Milletler Raporuen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record