Ayrımcılıkla Mücadele 2018 Yılı Raporu
View/ Open
Ayrımcılıkla Mücadele 2018 Yılı Raporu
Author
TİHEK
Date
2019Metadata
Show full item recordAbstract
İnsanların, sadece insan oldukları için sahip oldukları haklar, yüzyıllar içerisinde önce düşünsel ve felsefi alanda, sonra ise hukuki düzenlemelerle ele alınmış; hakların evrenselliği, bölünmezliği ve vazgeçilmezliği uluslararası değerler bütünü olarak kabul edilmiştir. Nitekim insanlık ailesi tarih boyunca farklı coğrafyalarda ayrımcılıkla, ırkçılıkla, sosyal dışlanma ve toplumsal eşitsizliklerle karşı karşıya gelmiş ve bu nedenle ağır bedeller ödemiştir.
Ayrımcılık yasağı, uluslararası insan hakları hukukunun temelinde yer almakta ve pek çok uluslararası insan hakları sözleşmesinde özel olarak düzenlenmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 14. Maddesi’ne göre; “Bu Sözleşme ’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma,
cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir
azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık yapılmadan güvence altına alınır.” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında;
ayrımcılık, objektif ve makul bir neden olmaksızın, aynı durumdaki kişilere farklı muamelede
bulunmak olarak tanımlanmaktadır.
Türkiye’de eşitlik ilkesi dayanağını anayasadan alan bir haktır ve devlet, eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Anayasamızın 10. maddesi bu ilkeyi açıklar niteliktedir: “Herkes,
dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin
yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”
Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi açısından Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, önemli
görev ve sorumluluklar üstlenmiş bulunmaktadır. 6701 sayılı Kanunda ayrımcılığın temelleri, türleri, kapsamı ve istisnaları, Avrupa Birliği müktesebatı ve Avrupa Konseyi belgeleri ile uyumlu
olarak ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu; temel olarak
insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence
altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi
ile bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermekle görevli ve yetkili kılınmıştır.
6701 sayılı Kuruluş Kanunu’nda ayrımcılık temelleri “cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, felsefi
ve siyasi görüş, etnik köken, servet, doğum, medeni hal, sağlık durumu, engellilik, yaş” olarak
düzenlenmiştir. Hukuken tanınmış hak ve hürriyetlerden yararlanmayı sayılan temellere dayalı
olarak ve hukuka aykırı şekilde engellemenin ayrımcılık oluşturacağı hükme bağlanmaktadır.
Başlıca ayrımcılık türleri; ayrı tutma, ayrımcılık talimatı verme ve bu talimatları uygulama, çoklu
ayrımcılık, doğrudan ayrımcılık, dolaylı ayrımcılık, işyerinde yıldırma, makul düzenleme yapmama, taciz, varsayılan temele dayalı ayrımcılık olarak sıralanmış ve tanımlanmıştır. Ayrımcılık
yasağı kapsamında istihdam, sosyal hizmetler ile mal ve hizmetlere erişim alanları temelinde
ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Kuruluş Kanunu ile ayrımcılık yasağı kapsamı oldukça geniş bir bağlamda ele alınmıştır. Buna
göre eğitim ve öğretim, yargı, kolluk, sağlık, ulaşım, iletişim, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler,
sosyal yardım, spor, konaklama, kültür, turizm ve benzeri hizmetleri sunan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri, yürüttükleri faaliyetler bakımından bu hizmetlerden yararlanmakta olan veya yararlanmak üzere
başvurmuş olan ya da bu hizmetler hakkında bilgi almak isteyen kişi aleyhine ayrımcılık yapmak
yasaklanmıştır. Yine kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları,
gerçek kişiler, özel hukuk tüzel kişileri ve bunlar tarafından yetkilendirilenlerin, taşınır ve taşınmazları kamuya açık bir şekilde sunarken bu malları edinmek veya kiralamak isteyenler ile
bunlar hakkında bilgi almak isteyenler aleyhine, bunların kiralanması, kira akdinin şartlarının
belirlenmesi, kira akdinin yenilenmesi veya sona erdirilmesi, satışı ve devri süreçlerinin hiçbirinde ayrımcılık yapamayacakları hüküm altına alınmıştır.
Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde, konuya ilişkin görev ve yetkisi bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının
giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla
gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Ayrımcılık yasağı bakımından sorumluluk altında olan
gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, yetki alanları içerisinde bulunan konular bakımından ayrımcılığın tespiti, ortadan kaldırılması ve eşitliğin sağlanması için gerekli tedbirleri almakla yükümlü
bulunmaktadır. Kurumumuz ise ayrımcılık yasağı ihlallerini resen veya başvuru üzerine inceleyip
araştırmakta, karara bağlamakta ve sonuçlarını takip etmektedir.
Kurumun üstlendiği önemli görevlerden bir diğerini ise Cumhurbaşkanlığına, ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulmak üzere, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, işkence ve kötü muameleyle mücadele ve ayrımcılıkla mücadele alanlarında yıllık raporlar hazırlamak oluşturmaktadır. Ayrımcılıkla mücadele alanında 2018 yılı itibariyle Kurum tarafından ilk
kez yayınlanan bu raporda ayrımcılık yasağı kapsamında yer alan kamu hizmet politikalarına
odaklanılmış bulunulmaktadır. Raporda eğitim ve öğretim, yargı, kolluk, sağlık, ulaşım, iletişim,
sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, sosyal yardım, spor, konaklama, kültür ve turizm başlıkları altında sıralanan hizmet alanlarında kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen ayrımcılıkla
mücadele çalışmaları bütüncül bir yaklaşımla bir araya getirilmiştir. İstihdam ve serbest meslek
alanlarında ayrımcılıkla mücadele çalışmalarına rapor genelinde ilgili konu başlıkları altında
değinilmeye çalışılmıştır. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarından alınan resmi bilgiler çerçevesinde
ayrımcılıkla mücadelede kamu kurum ve kuruluşları tarafından yürütülen çalışmaların bütünsel
bir yaklaşımla değerlendirilmesine zemin oluşturulması amaçlanmıştır.
Ayrımcılık yasağının ihlali hâlinde ihlalin sona erdirilmesi, sonuçlarının giderilmesi, tekrarlanmasının önlenmesi, adli ve idari yoldan takibinin sağlanması amacıyla gerekli tedbirleri almakla
yükümlü bulunan kamu kurum ve kuruluşlarından alınan bilgiler ile mevcut durum tespit edilmeye çalışıldığı gibi, 65. Hükümet Programı ve Onuncu Kalkınma Planı gibi ulusal politikalar
kapsamında da ayrımcılıkla mücadelenin ve eşitlik ilkesinin hangi çerçevede ele alındığına dair
değerlendirmelere yer verilmiştir.
2018 Yılı Ayrımcılıkla Mücadele Raporu’nun gerek ülkemizde gerekse dünyada eşitlik politikalarının her alanda gelişmesine ve güçlenmesine katkı vermesini ümit eder, ayrımcılıkla mücadele
bilincinin gelişmesine vesile olmasını dileriz.