Türkiye’de Yükseköğretimdeki Cinsiyet Eşit(siz)liği : 1984 - 2018
View/ Open
Türkiye’de Yükseköğretimdeki Cinsiyet Eşit(siz)liği : 1984 - 2018
Author
O’Neil, Mary Lou
Aldanmaz, Bahar
Quirant Quiles, Rosa Maria
Rose, Nathaniel
Altuntaş, Deniz
Tekmen, Hilal
Kar, Aytekin
Date
2019Metadata
Show full item recordAbstract
1981 yılında yürürlüğe giren mevcut 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu sonrasında Türkiye yükseköğretim alanında devasa bir büyümeye
ve değişime sahne oldu. En eski verilerin dayandığı 1984 yılında, ülkede toplam 335.165 öğrenciye hizmet eden 34 yükseköğretim kurumu
yer almaktaydı. Günümüzde Türkiye’de yükseköğretim kurumlarına kayıtlı olan 7.5 milyonun üzerinde öğrenci vardır. 1982 yılında atılan
önemli adımlardan biri vakıf üniversitelerinin kurulmasıdır ki bu kurumların sayısı günümüzde 72’ye ulaşmıştır. Ancak vakıf üniversitelerinin
sayısındaki artışa karşın, bu kurumlara kayıtlı öğrenci sayısında aynı büyüme yakalanamamıştır. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) istatistiklerine
göre birinci öğretim ve ikinci öğretim türlerinde, vakıf üniversitelerine kayıtlı olan 574.962 öğrenciye karşılık, 129 devlet üniversitesinde
3.3 milyon öğrenci eğitim görmektedir. Bu sayılar uzaktan öğretim ve açık öğretim türlerini kapsamamaktadır. Genel resme bakıldığında
en çok büyümenin devlet üniversitelerinde olduğu görülmektedir. Hem kayıtlı öğrenci hem de öğretim üyesi sayıları artış göstermiştir.
1984 yılından bu yana öğretim üyesi sayısı %676 artarak 157.775’e ulaşmıştır.
Türkiye’de kadınlar akademiye ilk defa 1932 yılında dahil olmaya başladılar. O dönemden itibaren, özellikle de 1980’lerden sonra çok
sayıda kadın akademik dünyaya katıldı. Yükseköğretim alanındaki büyüme sayesinde çok sayıda kadın, profesörlük ünvanı edinmeye
başladı. Alandaki tüm gelişmelere rağmen yükseköğretimdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliği bir sorun olarak kalmaya devam etmektedir.
Elinizdeki rapor, 1984 - 2018 yılları arasında Türkiye’deki kadın ve erkek öğretim üyelerinin, bölgelere ve fakültelere göre izini sürmektedir.
Ünvan, okul türü (devlet / vakıf) ve bölgeden bağımsız olarak bakıldığında, yükseköğretimdeki cinsiyet eşitsizliği bariz bir şekilde görülmektedir.
Özellikle üst yönetim seviyesinde olmak üzere tüm seviyelerde cinsiyet eşitsizliği mevcuttur. Her ne kadar bazı akademik alanlarda kadın
ve erkek arasında bir denge görülse, hatta bazılarında kadınlar sayıca fazla olsa da, genel eğilim erkek sayısının fazla olduğu yönündedir.
Akademik dalların çoğunda bu durum, geçtiğimiz 30 yıl içerisinde çok az değişmiştir.
Alıntıla (Citation)
O’Neil, M. L., Aldanmaz, B., Quirant Quiles, R. M., Rose, N., Altuntaş, D., Tekmen, H., & Kar, A. (2019). Türkiye’de Yükseköğretimdeki Cinsiyet Eşit (siz) liği: 1984-2018. Kadir Has Universitesi.