Show simple item record

dc.contributor.authorTürkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)
dc.contributor.authorÖzer, Evren
dc.date.accessioned2020-06-27T15:45:44Z
dc.date.available2020-06-27T15:45:44Z
dc.date.issued2015-04
dc.identifier.urihttp://dspace.ceid.org.tr/xmlui/handle/1/448
dc.descriptionTürkiye İnsan Hakları Vakfı, Türk Medeni Yasasına göre kurulmuş, hükümet dışı ve bağımsız bir kuruluştur. Statüsü 30 Aralık 1990 tarihli ve 20741 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu rapor, TİHV’nin Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’deki Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezlerinin ve vakıfta gönüllü olarak çalışan birçok insanın katkısıyla hazırlanmıştır.en_US
dc.description.abstractDünyada ve Türkiye’de 2014 yılı da insan haklarının devletler ve hükümetler aracılığıyla ihlal edildiği fakat tüm olumsuzluklara rağmen insan hakları mücadelesinin yükselerek sürdürüldüğü bir yıl oldu. Bu çerçevede Türkiye’nin genel durumuna baktığımızda siyasal iktidarın tüm dikkatini Fethullah Gülen Cemaati’nin devlet içindeki önemini bertaraf etmeye verdiğini ve buna bağlı mevzuatta değişikliklere gittiğini görmekteyiz. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarına yönelik 17 ve 25 Aralık 2013’te devlet yetkilerini, hükümet üyelerinin 1. dereceden yakınlarını, iş insanlarını, belediyelerin veya bankaların üst düzey yetkililerini kapsayan bir operasyon yapılmış ve aralarında bakan çocuklarının da bulunduğu bazı kişiler tutuklanmıştı. Gelişmeleri takiben operasyonu yürüten savcılar ve emniyet yetkilileri soruşturma dosyasından alındı. Ayrıca Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik olmak üzere neredeyse binlerce polisin yeri değiştirildi ve polisin polise operasyonları başlatıldı. Bu süreçte kendisi ile oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarının da kamuoyuna yansıdığı Recep Tayyip Erdoğan “AKP’ye darbe girişimi” olarak nitelediği yolsuzluk ve rüşvet iddiaları nezdinde Cemaat’e karşı hem Başbakanlığı döneminde hem de Cumhurbaşkanı seçildikten sonraki dönemde en çok ses çıkaran isim oldu. AKP cemaat gerilimini tırmandıran yolsuzluk ve rüşvet operasyonu iktidar partisinde bir dizi istifaya neden oldu. İstanbul Milletvekili Hakan Şükür, 17 Aralık sürecinden bir gün önce partiden ayrılan ilk isim olurken, istifa eden diğer isimler arasında Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, İzmir Milletvekili Erdal Kalkan, eski İçişleri Bakanı ve Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, eski Kültür ve Turizm Bakanı ve İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, Kütahya Milletvekili İdris Bal, Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, İstanbul Milletvekili Muhammed Çetin ve İzmir Milletvekili İlhan İşbilen yer aldı. Uzun yıllardır devlet yönetimini “işbirliği” içinde yürüten AKP ile cemaat arasındaki kavgayı büyüten bir diğer gelişme de Türkmenlere gittiği iddia edilen MİT tırlarının Hatay’ın Kırıkhan İlçesi’nde mühimmat olduğu iddiasıyla savcılık talimatıyla polis tarafından durdurularak aranması oldu. Polis ve yargıdaki cemaat etkisini ortadan kaldırmak için AKP iktidarının atacağı adımların ilk habercisi HSYK değişikliği oldu. Fakat 26 Şubat 2014’te onaylanan yasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilince yılsonunda yeni bir düzenleme yapıldı. Yeni düzenlemede ise, Demokratikleşme Paketi’nde yer alan ve 17-25 Aralık operasyonlarının benzerinin bir daha yaşanmaması için getirildiği iddia edilen Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndaki kişilerin gözaltına alınması için “somut ve kuvvetli delil” şartı da HSYK’nin işleyişini, yapısını ve üyelerini yürütmenin denetimine soktuğu iddia edilen yasa değişikliği ile birlikte eski haline yani “makul şüphe”ye çevrildi.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherTürkiye İnsan Hakları Vakfı Yayınları (101)en_US
dc.subjectİnsan hakları, Türkiyeen_US
dc.subjectHuman rights, Turkeyen_US
dc.subjectKadına yönelik şiddeten_US
dc.subjectViolence against womenen_US
dc.titleTürkiye İnsan Hakları Raporu (2014)en_US
dc.typeSivil Kuruluş Raporuen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record