Show simple item record

dc.date.accessioned2020-06-26T16:55:24Z
dc.date.available2020-06-26T16:55:24Z
dc.date.issued2011-12
dc.identifier.isbn975-7014-10-9
dc.identifier.urihttp://dspace.ceid.org.tr/xmlui/handle/1/409
dc.description.abstractHaziran 2000’de New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) merkezi 180 hükümet heyetiyle iki binden fazla bağımsız kadın örgütünü ağırladı. Bu büyük uluslararası toplantının amacı, hükümetlerin, 1995’te Pekin’de toplanan 4. Dünya Kadın Konferansı’ndaki taahhütlerini ne ölçüde yerine getirdiklerini değerlendirmek ve Pekin’de benimsenen Eylem Platformu’nun daha etkin ve hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacak stratejiler geliştirmekti. BM’nin “Pekin+5” diye anılan bu özel oturumundan çıkan ve resmi heyetlerin imzalarını taşıyan sonuç belgesi, dünyanın her yerindeki kadınların günlük hayatında önemli gelişmeler sağlayacak nitelikte kararlar içermektedir. Görüleceği gibi, bu kitapçıkta ele aldığımız BM toplantılarının her birinde pek çok ülkede o güne kadar “tabu” sayılan, dile getirilmesi zor konular tartışmaya açılmış, kadının insan hakları konusunda ileri adımlar uluslar arasında fikir birliği sağlanarak atılmıştır. Birer dönüm noktası niteliğindeki bu toplantılarda uzun tartışmalarla alınan kararların yarattığı uluslararası baskı sayesinde, hükümetler, daha önce varlığını kabul etmeye yanaşmadıkları insan hakları ihlallerini gündemlerine almak zorunda kalmışlardır. Bu kitapçıkla özellikle bir konuya dikkat çekmek istiyoruz: Çok yoğun emek ve kaynak kullanılarak gerçekleştirilen bu toplantılar sonrasında, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler, toplantılarda verdikleri taahhütleri yerine getirmek konusunda gerekli titizliği göstermemektedirler. Uluslararası arenada verilen sözler, ulusal düzlemde, kadın-erkek eşitliğinin tam anlamıyla sağlanması yönündeki siyasi irade eksikliği nedeniyle sümen altı edilmekte ve unutulmaktadır. Hatta zaman içinde, değişime muhalif güçlerin kazanılmış mevzileri geri almak üzere hareketlendiğine ve yer yer başarı kazandığına tanık olmaktayız. Bunun Pekin+5 kararlarının başına gelmesini istemiyoruz. Türkiye, 1995 ve 2000 yıllarında Pekin Konferansı ile Pekin+5 BM özel oturumunun sonuç belgelerini ve eylem kararlarını hiçbir çekince belirtmeden imzalamıştır. Ayrıca devlet ve hükümet kadrolarıyla, bağımsız ve konularında uzman sivil toplum örgütleri arasında kurulan ilkeli ilişki ve verimli işbirliği sayesinde, Türkiye heyeti, Pekin+5 toplantısında pek çok kararın alınmasında son derece etkin ve olumlu bir rol oynamıştır. Böyle bir ilişkinin kurulabilmesinde hem sivil toplum örgütlerinin izlediği yaratıcı politikanın, hem de devlet katlarında genellikle tanık olunan dışlayıcı ve engelleyici tavrı kırarak sivil toplum örgütleriyle işbirliğine yakın duran Devlet Bakanı Hasan Gemici, dış ilişkilerden sorumlu bakan danışmanı Selma Acuner ve Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdür Vekili Nevin Şenol’un kişisel inisiyatiflerinin önemli ve olumlu katkıları olmuştur. Bu kitapçıkta ağırlıklı olarak ele aldığımız Pekin+5 Sonuç Belgesi’nde yer alan kararların arkasında, BM özel oturumunun sınırlarının ötesine geçen yoğun bir hazırlık süreci vardı. Bağımsız kadın örgütleri bu sürecin başından sonuna her aşamasına, ellerindeki bütün olanakları seferber ederek katıldılar. Oturum öncesinde bir buçuk, iki yıl boyunca yoğun çalışmalar yürütüldü. Yapılan ulusal/bölgesel toplantılarla somut durumla ilgili bilgi ve öneriler toplandı ve değerlendirildi. Resmi heyetler, 1995 Pekin konferansında belirlenmiş olan sorun alanlarını, beş yıl sonra bu veriler ışığında ayrı ayrı ele aldılar. Beş y ıl içinde bu alanlarda nelerin yapılıp nelerin, neden yapılamadığı üzerinde durdular. Pekin’de ve Pekin’den on yıl önce Nairobi konferansında belirlenmiş hedeflere ulaşılmasını sağlamak için bazı yeni kararlar aldılar. Örneğin, kadınların siyasete etkili ve yetkili konumlarda katılımını artırmak için kotalar getirilmesi, kadınlara yönelik baskı ve şiddetin iltica için geçerli neden sayılması, küreselleşmenin kadınlar üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için önlemler alınması, bütçe süreçlerinin her aşamasında toplumsal cinsiyet perspektifine yer verilmesi, kadınların iktisadi kaynaklar üzerinde eşit denetim imkanına sahip olması ve bu kaynaklardan eşit ölçüde yararlanabilmesi, makro ekonomik kararların alınmasına eşit bir biçimde katılması, anne ölümlerinin azaltılmasının sağlık sektörünün öncelikleri arasında yer alması bu kararlardan bazılarıydı. Ayrıca Türkiye’yi yakından ilgilendiren “zorla evlendirme” ve “namus suçları” ilk defa bir Birleşmiş Milletler belgesinin kapsamına alınarak bu konudaki suskunluk perdesi parçalandı. Kadına karşı şiddetin, evlilikte tecavüz, zorla evlendirme, namus suçları gibi “özel” denilen aile içi alandaki tezahürleri adları konularak suç kabul edildi. Hükümetler yasalar çıkartarak ve güçlü önleyici mekanizmalar kurarak bu duruma son vermekle yükümlü kılındı.en_US
dc.language.isotren_US
dc.publisherKadının İnsan Hakları Projesi (KİHP) – NEW WAYS (Yeni Çözümler) Vakfıen_US
dc.subjectEducationen_US
dc.subjectEğitimen_US
dc.subjectİnsan hakları, Türkiyeen_US
dc.subjectHuman rights, Turkeyen_US
dc.subjectWomen's rightsen_US
dc.subjectKadın haklarıen_US
dc.titlePEKİN+5: Birleşmiş Milletler'de Kadının İnsan Hakları Ve Türkiye'nin Taahhütlerien_US
dc.typeSivil Kuruluş Raporuen_US


Files in this item

Thumbnail

This item appears in the following Collection(s)

Show simple item record